İBB’nin bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlediği “İstanbul Deprem Seferberlik Planı” programında konuşan İmamoğlu, “Onbinlerce canımız harabe halindeyken normal hayatımızı sürdüremeyiz.” terimleri kullandı.
Moderatörlüğünü ÜLKE TV’den Mustafa Yıldız’ın yaptığı, bu hafta Gaziantep’ten yayın yapan ‘5. Gazeteci Murat Özer ve Dr. Tacettin Kutay skandal sözlere tepki gösterdi.
“BU NE DÜNYA DÜNYASI, NASIL BİR ÇARPIŞMA”
Gazeteci Murat Özer’in İmamoğlu’nun ahlaksız algı operasyonuna tepkisi şöyle;
İmamoğlu Bey’in sözlerinin ortasında öyle bir söz vardı ki kabul edilemez. Bunu neye dayanarak söylediğini bilmemiz mümkün değil. Biliyorsunuz şimdiye kadar tüm cesetlerin parmak izi alındı, fotoğrafları çekildi, DNA örnekleri alındı ve ailelerine teslim edildi. Sahipleri olmasa bile numaralandırılarak bu formda kayıt altına alınır ve gömülür. Ancak Ekrem İmamoğlu şu anda enkaz altında 10 bin insanımızın olduğunu ifade etti. Bunu anlamanıza imkan yok. Bu nasıl bir zihniyet dünyası, bu nasıl bir çarpıtmadır.
“1999’DA HÜKÜMETİN ÇÖKÜŞÜNÜ GÖRDÜK”
1999 depreminde kendi zihniyetiniz iktidardaydı ve gördük ki devlet bütün kurumlarıyla çöktü. Şu anda resmi rakamlara göre Adapazarı depreminde hayatını kaybedenlerin sayısı 20 bin ancak tüm bölge halkı vefat edenlerin sayısının 40 binin üzerinde olduğunu biliyor. Bütün yaralılar Başkan Demirel geldiğinde ortada fotoğraflar vardı, kaldırımlarda ağaçların altında, kanlar içinde, ellerinde serumla yatan insanlar vardı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit geldiğinde bu şekil aynıydı.
YÜZYILIN FELAKETİNDE ŞEHİR HASTANELERİ, HAVALİMANLARI VE FARKI
Bugün 15 milyonu etkileyen deprem bölgesinde enkaz altında kalan tek bir yaralı görmedik. Hepsi bu muhalefetin istemediği şehir hastanelerine götürülerek tedavi altına alındı. THY, halen bu muhalefetin istemediği AK Parti döneminde kurulan 50’den fazla havalimanından 400 binden fazla depremzedeyi tahliye etmeye devam ediyor. Bu anlamda doğrudur.
“AMAÇ DEVLETİN GÜVENİLİRLİĞİNİ SARSMAK”
Zaman zaman cenazelerimize ulaşacağız ama bu sayıların 10 bini bulmayacağını bölgedeki yıkılan bina sayısından biliyoruz. Şu anda yapmak istedikleri, diğer tüm unsurlarda olduğu gibi, devletin verdiği resmi bilgileri karalamak, devletin güvenilirliğini baltalamaya çalışmaktır. Devletin verdiği tüm bilgiler son derece iyi hazırlanmış, hastanelerden ölüm raporları hazırlanıyor. Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında savcılarımız enkaza el koyuyor.
“YAPTIKLARININ ÇİRKİNLİKLERİNDEN UTANIYORUM”
Depremler sırasında ortaya atılan ‘tecavüz’ gibi pek çok yakışıksız iddiaya yanıt veren Özer, “Bölgenin çocuğu olarak söylüyorum. Yaptıkları çirkinlikten utanıyorum. Nefret ediyorum, nefret ediyorum, nefret ediyorum. Malatya’dan Adıyaman’a Urfa’dan Maraş’tan Antep’e kadar tüm bölge halkının kalbidir.Bu adama şiddetle tepki vermesini istiyorum.Çünkü sadece onlar değil.Tepki vermeyince. bunları, şöyle çözdüler.Bir hafta önce başka bir yerin sanayi odası başkanı (Kocaeli Sanayi Odası Ayhan Zeytinoğlu) ‘Onlara sadaka verin. Depremzedelere ‘Bana iş vermeyin’ dedi. Derhal istifa etmelidir. Benim bölgemin insanlarından ne rahatsız oluyorsunuz. Kürt, Arap, Türkmen, Alevi veya Sünni olduğu için mi?” dedi.
