Netanyahu UCM’de yargılanabilir mi?
İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Merkezi ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu değerli bir programa imza attı.
İşgal altındaki Filistin toprakları ve Gazze’de uzun yıllardır yaşananlar ve son gelişmeler “Uluslararası Hukukun Çıkmazı; “Filistin Sorunu” panelinde tartışıldı. İbn Haldun Üniversitesi Başakşehir Külliyesi’nde düzenlenen panele alanında uzman avukat ve akademisyenler katıldı.
Panelin açılışında konuşan İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan, Batılı siyasetçilerin İsrail’in katliamlarına sessiz kaldığına dikkat çekerek, “7 Ekim’den önce açık cezaevi olan Gazze, şimdi açık mezarlığa dönüşüyor. Çocuklar, siviller, kadınlar, yaşlılar, okullar, hastaneler, cami ve kiliseler vuruluyor, insanlar ölüyor. Maalesef dünya bu katliamı izliyor” dedi. Şartlarını kullandı.
İsrail söz konusu olduğunda siyasi yönetimlerin çifte standart uyguladığını belirten Arkan, “Batı’nın kendine kurduğu hukuk sistemini kendisinden başka ülkelere işletmediğini görüyoruz. Batı’daki siyasi yönetimler çifte standart uyguluyor. 1 yıl önce Ukrayna-Rusya savaşında uluslararası hukuk uygulanmış ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Putin hakkında karar vermişken, İsrail’e karşı sessizlik var. Birleşmiş Milletler’in burada önemli görevleri var. Uluslararası hukukla karşılaştırıldığında Uluslararası Ceza Mahkemesi denklemin bir modülüdür. “Bugün Gazze’de yaşanan soykırımın sorumlularının, aralarında Netanyahu’nun da bulunduğu, uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması son derece değerlidir.” söz konusu.
Panelde hukukçular ve akademisyenler, uluslararası hukuk ve sözleşmelere göre tespitler yaparak, İsrail’in işlediği suçları, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerini tartıştı. Bu bulgulardan bazıları şöyle:
Filistin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisini kabul eden ve çok sayıda uluslararası kuruluşta temsil edilmesi nedeniyle dış egemenliğe sahip olan Roma Tüzüğü’nün imzacılarından biridir.
Ancak Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü ve diğer sivil toplum kuruluşlarının onlarca yıldır belgelediği gibi, İsrail’in yerleşim politikası işgalin ağır insan hakları ihlallerine yol açmaktadır. Uluslararası hukuk bu çatışmadan önemli ölçüde etkilenmeye devam ediyor. Bu durum özellikle uluslararası hukuk dilinin uluslararası bağlardan daha baskın olduğu uluslararası örgütler ve Birleşmiş Milletler için geçerlidir. Filistin’deki insan hakları ihlallerine ilişkin uluslararası insancıl hukuk ve ceza hukuku bağlamında gerekli adımlar atılmalıdır.
İSRAİL ASKERLERİ KANUNİ NETANYAHU ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDE (ICC) YARGILANABİLİR Mİ?
Filistin Roma tüzüğüne taraftır. Bu nedenle UCM, Filistin’de işlenen uluslararası suçlara ilişkin yargı yetkisine sahiptir. İsrail askerleri son günlerde hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri ve mülteci kamplarını bombalayarak binlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden oldu. Hatta Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre Filistin’de 7 Ekim itibarıyla 3 bin 648 çocuk ve 2 bin 290 kadın hayatını kaybetti, 132 sağlık çalışanı hayatını kaybetti, 25 ambulans kullanılamaz hale geldi. Böylece Roma Statüsü’nde belirtilen soykırım (Mad. 6), insanlığa karşı suçlar (Mad. 7) ve savaş suçları (Mad. 8) işlendi.
İsrail askerlerinin yaptığı uluslararası hatalar nedeniyle Netanyahu başta olmak üzere İsrailli üst düzey yetkililer Roma Tüzüğü’nün 28/1 maddesini ihlal etti. Unsuruna göre ICC’de denenebilir. Söz konusu konuya ilişkin olarak, silahlı kuvvetlerin bu tür kabahatleri işlediğini veya işlemek üzere olduğunu, şartlara göre bilmesi veya bilmesi gereken hallerde, işlenen tüm kabahatlerden askeri komutan veya kişi sorumlu tutulabilecektir. 28/1).
ICC NE YAPMALI?
Roma Statüsü’ne taraf birçok Avrupa devletinin başvurusu üzerine UCM, Rus askerlerinin Ukrayna’da işlediği suçlara ilişkin soruşturma başlatılmasına karar verdi ve Putin hakkında acil tutuklama emri çıkarıldı. Filistin için de aynısını yapmalı ve Netanyahu için derhal tutuklama emri çıkarmalı. Aksi halde ICC’nin objektif olmadığı değerlendirilecektir.
NETANYAHU, İSRAİL’İN HAMAS SALDIRILARINA KARŞI HUKUKİ SAVUNMADA OLDUĞUNU AÇIKLADI. PEKİ, DAVANIN HERHANGİ BİR HUKUKİ SAVUNMASI VAR MI?
Hukuki savunma kararı Roma Statüsü’nde yer almaktadır. Bu nedenle Filistin, topraklarını işgal eden İsrail’e karşı kendisini her zaman savunabilir. Ancak burada hukuki savunma hakkına sahip olan İsrail değil, Filistin’dir. Ayrıca hukuki savunmaya karşı hukuki savunma yapılamaz.
Netanyahu’nun hukuki savunma yaptığını varsaysak bile hastanelerin, camilerin, kiliselerin, mülteci kamplarının bombalanması, BM adına hareket eden yetkililerin öldürülmesi gibi birçok eylem, sonun bilinçli olarak aşıldığını gösteriyor. Dolayısıyla bu eylemlere karşı hukuki bir savunma olmayacak ve işlenen tüm eylemler hata teşkil edecektir.
TÜRKİYE’DE DAVA YAPILABİLİR Mİ?
TCK md. Bu bağlamda Türkiye’de savaş hatalarının sorumluluğu da gündeme gelebilir. Türk Ceza Kanununun 13. maddesine göre “(1) Bir vatandaş veya yabancı tarafından yabancı bir ülkede aşağıdaki hataların işlenmesi halinde Türk kanunları uygulanır:
a) İkinci Kitap, Birinci Kısım’da listelenen hatalar.
b) İkinci Kitap Dördüncü Kısım Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Kısımlardaki Hatalar.
c) Azap (94, 95. maddeler).
d) Çevrenin kasıtlı olarak kirletilmesi (madde 181).
e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde üretimi ve ticareti (Madde 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırıcı madde (Madde 190).
f) Sahte para (Madde 197), para ve değerli pul yapımında kullanılan aletlerin üretimi ve ticareti (Madde 200), mühür sahteciliği (Madde 202).
g) Fuhuş (madde 227).
h) (Mülga: 26/6/2009 – 5918/1 md.)
i) Deniz, demiryolu veya hava ulaşım araçlarını kaçırmak, alıkoymak (Madde 223, 2, 3 fıkraları) veya bu araçlara zarar vermek (Madde 152) suçları.
(2) (Ek ikinci fıkra: 29/6/2005 – 5377/3 md.) İkinci Kitap Dördüncü Kısım kapsamında Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alanlar hariç; Birinci fıkra kapsamına giren kabahatlerden dolayı Türkiye’de yargılama Adalet Bakanının talebine bağlıdır.
(3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılan suçlardan dolayı yabancı ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa dahi, İçişleri Bakanının talebi üzerine Türkiye’de yargılama yapılır. Adalet.”
TCK md. İkinci kitap, birinci kısım 13/1-a’daki hatalar uluslararası hatalardır. Uluslararası suçlar arasında soykırım (TCK 76. madde) ve insanlığa karşı suçlar (TCK 77. madde) de yer alıyor. Dolayısıyla bu suçların sorumlularının Türkiye’de yargılanması da mümkün.